Bursa’daki Tarihi Kilise ve Sinagoglar

Geruş Sinagogu: 16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen sinagog Arap Şükrü sokağındadır. 14. yüzyılın sonlarında İspanya’dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa’ya yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. Geruş Sinagogu’ nun günümüzdeki yapısı son derece sağlam, bakımlı olup, ibadete açık tutulmaktadır.



Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı Döneminde ilk yapılan sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına izin verilmiştir.

Mayor Sinagogu: İspanya’nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da yerleştirilen diğer Musevî kafilelerince bu sinagog inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır. Mayor Sinagogu’nun etkinliklerinden ve ölü yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır.Bursa´da, Türklerden önce var olan bazı anıtlar da günümüze gelebilmiştir.


Bu kiliseler çoğunlukla İznik, Mudanya ve Bursa´da yoğunlaşmıştır. Bursa´da yapılan kiliseler çoğunlukla bazilika planlıdır. Bursa´da yapılan kiliselerin büyük bölümü XIX. yüzyılda yapılmıştır. 1905 yılında Bursa merkezde 6 kilise ile 3 havra bulunuyordu. Günümüzde ise sadece bir havra faaliyetini sürdürmektedir.Bursa´da bulanan kiliseler iki döneme aittir.Biri, Türklerin bölgeye gelmezden önce yapılmış olan Bizans kiliseleridir. Bu kiliseler çok eski ve değerlidir. Diğerleri ise, 1922 yılına kadar Bursa´da yaşayan Hıristiyanların yaptığı ve çoğu da 18-19. yüzyılda yapılmış kiliselerdir. Bir de şehir dışında bir külliye biçiminde yapılmış manastırlar vardır.Bursa´da 55 kadar Hristiyan köyü vardı. Her Hristiyan köyünde ise en az bir kilise faaliyette idi. Ancak köylerdeki bu kiliselerin çoğu 18-19.yüzyıldan kalmadır. Bir çoğu Kurtuluş Savaşı sırasındaki hengamede yıkılıp yok olmuşsa da yine de azımsanmayacak kadar kilise günümüze gelebilmiştir. Kiliseler çoğunlukla Karacabey, Mudanya ve Bursa´da yoğunlaşmıştır.Cumhuriyet öncesinde Bursa merkezde 10, tüm ilde ise 100´e yakın kilise bulunmaktaydı.Merkezde bulunan kiliselerden 7´si büyük, üçü ise çok ufaktır.

1898 tarihli yıllığa göre Bursa merkez ilçede 29, Mudanya´da 11, Gemlik´te 12, Orhangazi´de 7, Karacabey´de 4, M.Kemalpaşa´da 2, Yenişehir´de 1, İnegöl´de 3 kilise olduğu yazılmaktadır. Bu sayılara İznik gibi birçok merkez sayıları dahil değildir.Bursa merkezdeki Rumların metropoliti, Kırkmerdiven olarak anılan Zafer Plaza karşısındaki yamaçta idi. 1922 yılında Yunanlılar giderken yanan kilisenin kalıntıları yakın zamanlara kadar duruyorken, günümüze çok az kalıntısı ulaşmıştır. Rumların yaşadığı ikinci önemli mahalle Demirkapı´dır. Bu mahallede bulunan kilise Bursa´nın en sağlam kilisesidir. Uzun süre fabrika olarak kullanılmıştır. Bir diğer Rum mahallesi de, Muradiye ile Hisar arasında bulunan Kayabaşı Mahallesi´ndedir.Bu mahallede bulunan büyük kilise bugün oldukça harap durumdadır. Halen Askerlik şubesi bahçesindedir.Setbaşı semtinde ise 1922 yılı öncesinde üç Ermeni kilisesi bulunuyordu. Bugün Namazgâh yolunda sağlam bir Ermeni kilisesi vardır. Cumhuriyet döneminde özel şahıslara verilmiş ve uzun süre fabrika olarak kullanılmıştır.



İl Halk Kütüphanesi´nin hemen altında bulunan Ermeni Kilisesi ise 1980´li yıllarda yıkılmıştır.Hocaalizade Mahallesinde, Santa Maria adlı misyoner kilisesi, İkinci Dünya Savaşı´na kadar Bursa´da faaliyete devam etmişti. Günümüzde ayakta kalabilen kiliseler ise bunu cami olarak kullanılmasına borçludur. Bir kısmı da fabrika ve depo olarak kullanıldığı için yıkılmamıştır. Köylerdeki kiliselerin çoğu ise ahır, samanlık ve depo olarak kullanılmıştır. Bursa´daki kiliselerin ayakta kalabilmesi için yaşayabilir yapılar olması gerekir. Farklı amaçla ama bir tapınağa yakışır saygınlıkta işlevle kullanılarak bu eserler ayakta kalabilir. Buna en güzel örnek Mudanya Kilisesi´dir. Uzun süre sinema olarak kullanılan kilise günümüzde,Uğur Mumcu Kültür Sitesi olarak Mudanya´nın en yararlı eserlerinden birini oluşturur. Bu kilise, Bursa´nın en sağlam kilisesidir.Bursa´da bulunan dinsel yapılar içinde en orijinal yapı Karacabey Tümbekli Camii´dir. Çünkü bu cami, her üç dinin birleştiği mekândır aslında. Önce Yahudilere Havra, sonra Hristiyanlara kilise, bugün de Müslümanlara cami olarak hizmet vermekte olan bir yapı olması özelliği ile eşine az rastlanır bir örnektir. Camiye girdiğinizde önce haç işareti bulunan sütunlarla karşılaşılır. Sonra kubbeli bir ibadet mekânı vardır. Soldaki kapıdan ise havraya girilir.Caminin dolayısıyla havranın bahçesinde ise Yahudi mezar taşları vardır.

Ets Ahayim Sinagogu: Arap Şükrü (Yahudilik) sokağında bulunan Ets Ahayim Sinagogu XIV. yüzyılın başında yapılmıştır. Ets Ahayim İbrani dilinde Hayat Ağacı anlamına gelen bir sözcüktür. Osmanlı döneminde yapılan ilk sinagog olmasından ötürü de önem taşımaktadır. Orhan Bey Bursa’yı fethettikten sonra bu sinagogun yapılmasına izin vermiştir.





Mayor Sinagogu:Daha çok Arap Şükrü olarak bilinen Yahudilik Sokağı’nda bulunan bu sinagog, İspanya’nın Mayorka Adası’ndan XV. yüzyılda gelen ve Bursa’ya yerleştirilen Yahudiler tarafından yaptırılmıştır. Sinagoga topluluğun geldiği Mayorka’dan ötürü Mayor ismi verilmiştir. Sinagog dikdörtgen planlı olup, içerisi renkli kalem işleri ile bezenmiştir.


Geruş Sinagogu:Yahudilik sokağının bir başka mabedi olan Geruş Sinagogu, XVI.yüzyılın başlarında Sultan II.Selim’in izni ile yaptırılmıştır.İbrani dilinde “Geruş” kovulmuş anlamına gelen bir sözcüktür.Bu isimden ötürü de sinagogun ayrı bir önemi vardır.Dikdörtgen planlı olan yapı, kesme taştan yapılmıştır. Günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.


Fransız Kilisesi:19. yüzyılda Fransızlar tarafından bazilika plan tipinde yapılmıştır. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan kilisenin önündeki çıkıntı üzerine küçük bir çan kulesi yerleştirilmiştir. Kilise barok üslupta olup, günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Kilisenin duvarların bitiminde küçük kule şeklinde eklemeler yapılmış olup,yan bölümüne hasta bakım yeri de eklenmiştir.Misyonerlik amacıyla yapılan kilisenin üslubu baroktur. Hocaalizade mahallesindeki kilise,kültür evi olarak kullanılmak üzere restore edilmiş olup, orijinal adı “Santa Maria Kilisesi”dir.


İznik’te Koimesis Kilisesi’nin doğusunda yer alan ve halkın “Böcek Ayazması” olarak tanımladığı, araştırmacılara göre Vaftizhane olan bu yapıda; MS.II.yüzyıla tarihlenen İbranice Tevrattan alınmış ifadeler bulunur. Schneider’e göre MS. 6.yüzyıla ait olan bu yapıya Yakup Çelebi Sokağı’ndan demir parmaklıklı bir kapıdan geçildikten sonra on bir basamaklı bir merdivenle inilmektedir. Mekânın içerisi 4.50 m. çapında ve 3.80 m. yüksekliğinde kubbeli bir odadır.


H. Constantinos Manastırı(Helena Kilisesi):Nilüfer ilçesine bağlı Uluabat Gölü’nde Manastır Adası’nda bulunan bu kiliseyi ilk kez XVI. yüzyılda S. Gerlach görmüştür. Daha sonra C.Mango tarafından tanıtılmıştır. Bu yapı plan tipi ve duvar tekniklerine göre 8.-10.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. 18.-19. yüzyıllarda büyük bir onarım geçirmiş ve dış cepheleri yenilenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder